12 Ocak 2013 Cumartesi

İspanya'ya gelirken alınması gereken yiyecekler!


  1. Antep fıstıklı Çikolata
  2. Salep
  3. Salça
  4. Pul biber
  5. Sucuk
  6. Sosis
  7. Tavuk/etsuyu bulyon
  8. Hazır çorba
  9. Çabuk çorba (tek bardaklıklardan)
  10. Kakao
  11. Çay (Çaydaklık ve çay bardaklarıyla)
  12. Türk Kahvesi (Fincan ve cezveyle mümkünse)
  13. Gripin
  14. Lokum

18 Kasım 2012 Pazar

Derslerim

Başka bir blogumda da okulda işlediğim derslerin taslakları ve materyaller var.


http://arzumslessons.blogspot.com.es/

4 Kasım 2012 Pazar

Dalin

Bizim o çok sevdiğimiz Dalin reklamlarındaki müzik İspanyolların ünlü bir şarkılarının müziğiymiş. Bugün ev arkadaşım dinletti. Ben de ona Dalin reklamını izlettim. :)





Annem bana dedi ki
Hadi doğru banyoya
Dalin aldım baksana
Gözlerini açsana
Annem bana dedi ki
Dalin hiç göz yakmaz ki 
Açtım, baktım gözümü
Gözlerim yanmadı ki


Şuan fark ettim de cümlelerimize yerli yersiz "ki" eklememizin nedeni bu şarkı olabilir! :)

3 Kasım 2012 Cumartesi

Yasemin'e cevap!

29 Ekim'de gönderilen mesaja 3 Kasım'da cevap vermek.. 


Yasemin'immmmmmmmmmm


Ah güzelim ben ne çok özledim bir de bilsen. Çok yalnız kaldım buralarda. Kimsenin elini öpmeden bir bayram geçirdim. :( Tabi kimse de para vermedi. 

Belini de çok özledim. Buradakilerin belleri bizimkiler gibi değil. Seninki zaten bambaşkaymış :) Onun sıcaklığı da kimsede yokmuş. Ah insan, hep geçip gittikten sonra anlıyoruz. 

Okula gidip gelip, ders çalışıp, not çıkarıp bir de gezerken vakit bulup başka her şeyi yapan Yasemin! Bence vakit bulamadığından değil nete girmemen. Ev kızı olmak böyle işte. Tek işin oymuş gibi geliyor sana. :)
Ama Türkiye seni bekler güzelim gelecek araştırmaların için.

Sana zaten yazacaktım. 180 küsür öğrencim var burada. 3-4-5 yaş hepsi. Tam araştırma yapmalık. Bir kaç konu bulalım. Benim aklıma çok şey geliyor ama sonra unutuyorum. Unutmadan not alabilirsem sana yazarım. Geçen yıl o gazla milyon tane konu bulduk ama şimdi yok. :)

Ben gezmeye çalışıyorum. Çok param ve zamanım var ama arkadaşım yok. :( Bu çok kötü oluyor. :) Şöyle tiyatroya sinemaya gidecek, Madrid'in ara sokaklarında kaybolacak, aptal aptal fotolar çekilecek biri lazım bana. :) Yani sen burada olsaydın çok eğlenirdik. :)

Marmara denizini görürsen selam söyle benden. Çok özledim her şeyi. :)

Çok öpüyorum seni. Tanıdığım kimi görürsen öp benim için. Hele Yeter'i öpücük yağmuruna boğ! :)

Allah'a ısmarladık! :) ♥

Yeter'e cevap! :)

12 Ekim'de gönderilen mesaja 3 Kasım'da cevap verilirse..


Allah benim cezamı mı verir ne eder artık bilmiyorum. 

Eheeeeeyy ben bu mesajına kafamın içinde cevap vermişim yine. Neler neler yazmışım ama beynimde sadece.

İlk gördüğün yerde dövebilirsin beni. :(


Canımm benim. Okula sensiz gitmek tuhaf gelmişti başta. Ama alıştım sayılır. :) Geldiğim gibi derse attılar beni. En fazla 16 saat çalışacaktık ya, 15 saat 45 dakikalık programım var. :)


Bana yardım edecek bir Yeter, bir Yasemin bir Figen'im de yok üstelik.Beni anlamayan ufaklıklarıma aktiviteler hazırlıyorum. Tek dikkat ettiğim şey de eğlenceli olmaları. Çünkü maşallah çok zekiler. Eğlenince öğreniyorlar. :)


Madrid güzel. Ama ben yalnızım. Danimarka'da yalnız olmak üzmemişti çok. Çünkü zaten her yer sessizdi. Hem Muasses'im vardı. Ama burası İstanbul gibi. Her yer herkes cıvıl cıvıl. Ama ben tek kaldım. :( Bir sürü de param ve boş zamanım var. Ah İstanbul'da olsaydı bunlar ne eğlenirdik. Gerçi trafiği düşününce tereddüt ettim ama sizinle olunca o bile çekilir oluyordu. Konferanslara gidişlerimizi hatırladım. :)


Bundan sonra yazacağım sana sık sık. Merak etme. Bloguma bakıyor musun bilmiyorum ama 1 ay hiç yazmamışım. Dersleri düşünmekten zaman kalmadı pek. Çok yoruluyorum. Sadece uyumaya vaktim kalıyor. İspanyolca kursum da başladı.


Ekim ayında ek iş de buldum. haftada 4 saat ders anlattım. Ama zor geldi, çünkü yıl sonunda Cambridge sınavına girecekler. Sorumluluk ağır geldi. :) O yüzden bu ay bıraktım. Parası da çok iyiydi ama böyle oldu işte. Belli olmaz ama belki yine bir şeyler çıkar karşıma. :)


Böyle işte Yeter'im. 15 tatil için plan yapmaya başladım. :)


Aysun düğüne gelme dedi. Mısır'a davetliyim. Tabi bana daha uygun geldi bu. :) Bakalım ne olacak.


:* Öpüyorum yanaklarından. Her birinden 3'er kez hem de. :)Yasemin'i görürsen incecik beline benim için sarıl. Ve fotoğrafınızı bana yollayın. 2 aydır görmedim sizi. :)


Annene, tüm ailene selam söyle. :)

30 Ekim 2012 Salı

Valencia

Yarın akşam Valencia'ya gidiyorum. :)

Hem de Nieves ve ailesiyle.. 1 gece kalacağız orada. 1 Kasım sabahı Cristina'nın konseri var. Onu dinleyeceğiz. Ardından şehri gezeceğiz. Nieves'ler daha önceden gittikleri için her yeri biliyorlarmış. 1 gün tam yetmez ama önemli yerleri görsem yeter zaten.

Benim için önemli olan "deniz". Bina filan umurumda değil şu anda. Denizi özledim. Şöyle 2 dakika çıtımı çıkarmadan dinleyeceğim denizi...

Valencia nedir, ne değildir? :
http://tr.wikipedia.org/wiki/Valensiya        :)

28 Ekim 2012 Pazar

Madrid + Elif / 13-14-15 Ekim

Elif 12 Ekim gecesi Tarragona'dan yataklı trene bindi. Saat 07:20'de Madrid Chamartin tren istasyonun'da indi.

Ben de 13 Ekim sabahı saat 6'da kalkıp, 6'yı çeyrek geçe evden çıktım. Hava karanlık tabi. Fuenlabrada tren istasyonuna gidip Atocha trenine bindim. Atocha'dan 1 nolu açık mavi Pinar de Chamartin hattına aktarma yaptım. Yol hesapladığımdan uzun sürdü. Bu yüzden 07:30'da değil de 07:55'te Chamartin'de olabildim. Elif'le metro istasyonunda buluştuk.

Birbirimize bir koşuşumuz vardı. :) Bir sevindik bir sevindik. Madrid'in ortasında Türkçe sevinmek de ayrı bir şeydi tabi. Metro için bilet alıp Sol meydanına gittik. Saat sabahın 8i olunca bomboştu tabi. İkimiz de açtık. Ben biraz da üşümüştüm. Kahvaltı yapacak yer aradık. Bir kaç yer gördük gibi ama içimize sinmedi. ve biz ne yaptık. :)

 Gidip Dunkin' Coffee'de donut yiyip çay içtik. :) Ama güzeldi. Elif'le Madrid'de olmak zaten güzeldi.

Sonra aldık haritayı elimize önümüze çıkan her yeri gezdik. (Liste yakında yayınlanacak.)

Saat 10 gibi Fuenlabrada tren istasyonunda indik. Carrefour'a gittik. Ben meyve aldım. Sonra eve geldik. Elif gelirken yolu öğrendi tamamen. :)

Ev arkadaşlarım evdeydiler. Onlarla tanıştırdım. Marta Elif'in geçmiş doğum gününü kutladı. Sonra odama geçtik. Odaya "Feliz cumpleaños" yazılı şeyler asıp bir kaç tane de balon asmıştım. Elif 'bunlar senin mi' diye sordu. Ben de 'hayır senin' dedim. Ama meğersem Elif dolabın üstündeki resimlerimi soruyormuş. :) Ama ben hayır senin deyince onun için olan şeyleri de gördü. :)

Üstümüzü değiştirdik. Çay demledik. Danimarka'dakinden daha enteresan bir çay demleme oldu. :) İki tencereyi üst üste koyduk, üsttekine dem alttakine de su. :D İnce belli gül desenli çay bardaklarımı, altlıklarımı ve çay kaşıklarımı da çıkardım. Elif çok sevindi. :) Elif'e balkona geçmesini söyledim. O balkona geçtiği sırada ben de dolaptaki yaşpastasını çıkardım. Üzerine "22" mumlarını koydum ve yaktım. Marta'ya kaş gözle doğum gününü kutlayacağımızı anlattım. Elif'in beni görebileceği bir yere çıkınca da başladık "happy birthday to youuuuu" diye söylemeye. Herkes duygulandı filan. :)



..............