2 Ekim 2012 Salı

1 Ekim


01 Ekim 2012 - 21:27

Şuan kusmak istiyorum. L Hiçbir şey elimizde değil. Sıkıldım böyle olmasından. Çok hem de. Midem bulanıyor ne zaman böyle hissetsem.

Hiçbir şey yapmak istemiyorum.

22:54

Bu sefer heyecandan midem kötüleşti. Yarın ders anlatmaya başlıyorum. Ben ki kaç kez ders anlattım ya. Hem de hepsi iyi geçti. Evet, Yeter, hepsi değil. J Ama o sınıftaydı sorun, bizde değil. Beni cırlarken görmeye alışkın olmayınca gülüşün geldi gözümün önüne. Çocukların da seni görüp daha da coşması. J Yani o sınıf hariç hepsi çok iyiydi. İlk kez ders anlattığımız 4ler bile mükemmeldi.

Hem Danimarka’da da ders anlattım ben. Kaç kere hem de. J

Yarınkiyse mükemmel olacak. Çünkü daha 3 yaşındalar. Gerçi beni korkutan da bu. Ya beni anlamazlarsa? Evet, zaten anlamayacaklar da ya hiç anlamazlarsa. J Aman Allah’ım!

Çizmeli Kedi oluyorum yarın. Şapkam, çoraplarım, botlarım ve maskemle mükemmel bir kedi olacağım. Zaten yapacağım şey hikayeyi anlatmak. Sonra da hikayedeki kelimeleri göstermek. Zaman çok uzun ama. Gerçi goodbye song yetişir imdadıma. J Baktım çok zaman var, 3 kere dinleriz. J

Veee bugün öğrendim kiiii 5. Sınıflara ders anlatacakmışım. İlk günler anlatmazmışım, bu yüzden rahat olmama lazımmış. Feli böyle söyledi. Sorun şu: İngilizce öğretmeyeceğim. İngilizce konuşarak Fen bilgisi öğreteceğim. J Evet ilgimi çeker zaten ama ben ne biliyorum ki ne öğreteyim.  Hem de İngilizce. L Yarın öğretmenle ve sınıfla tanışacağım. İki tane 5. Sınıfa gireceğim. Bunlardan birisi Feli’nin oğlu Carlos’un sınıfı. J Feli, Carlos’un bu duruma çok sevineceğini söyledi.

Az önce Raquel’in odasına gittim. Evet evet, adını öğrendim sonunda. Gerçi öğrenmiştim ama unutmuştum. Telefon numaramı verdim, onunkini aldım. Ve adını yazmasını istedim. J
İnterneti de sordum. Cumartesi arayıp konuşmuş zaten. Yarın ya da sonraki gün internetimiz olacakmış. J Çok sevindim!

Asıl olaya bak sen! 15 Ekim’de Madrid’de tüm Comenius asistanlarının toplantısı var. J Elena benimle gelecek. Elif de gelecektir büyük ihtimal. J Gruptakileri de göreceğim. J Çok sevindim.

Ayın 7sinde de Madrid-Barça maçı var. Feli’ye soracağım, belki onlar da izlemek isterler. Eğer onlarla olmazsa başka birini bulurum herhalde izleyecek. İlk maç bu! Kaçırmamak lazım.

Eveeet önemli ayrıntıları verdikten sonra günümüzü anlamaya geçebilirim.
  • ·         11’de kalkıp, hazırlanıp kahvaltımı yapıp ilacımı içtikten sonra okula gittim.
  • ·         Feli bana İngilizce sınıfını gösterdi. Meğerse benim de bir sınıfım varmış. J Flashcardlar hep birbirine girmiş. Onları düzenledim biraz. Ama o kadar karışık ki yapamadım pek. L 4 ve 5. Sınıflarla bu sınıfta ders işleyeceğim. 3lerle ise kendi sınıflarında.
  • ·         Çocukları evlerine uğurladık arada. Felilerin toplantısı vardı sanırım. Ben kendi sınıfımda yazdıklarım bloga yükledim. PPT için resimler indirdim.
  • ·         Felinin sınıfna gittim. Toplantıları 5 dk sonra bitti. Feli’yle Nieves’e dün aldığım kedi maskesini gösterdim. Çok beğendiler.
  • ·         Hep beraber yemekhaneye gittik. Ama ben bir şey yiyemedim. 1. Nedeni hasta ve tok olmamdı. Ama aç olsaydım da aç kalırdım sanırım. Et yemiyorum. Balık da hiç balık gibi görünmedi gözüme. Tam sebze almak için kaşığı elime aldım ki, içinde et varmış. Kaşığı bıraktım hemen. J Sadece salata alacağımı söyleyince Nieves neden diye sordu. Doğruyu söyledim: aç değilim. Tabi aç olsaydım da yemeyeceğimi söylemedim. Salatanın yanına bir dilim ekmek ve armut aldım. Bir bardak da su.
  • ·         Sınıfa geri döndük. Zaten çocukların gelme saati gelmişti. Ben sınıfta kahvemi içerken, onlar geldiler. Ellerine bardaklarını alıp bana bir şeyler söylemeye başladılar. Tam “No se Español.” diyecektim ki su istediklerini anladım. Hemen sıraya girdiler, her birine su verdim. Feli geldi. Ona su verdiğimi, iyi mi yaptığımı sordum. Mükemmel dedi. J
  • ·         Feli’ye onun sınıfında durup duramayacağımı sordum. Sanırım o beni yanlış anladı. Ama iyi ki yanlış anlamış. J Onun bilgisayarında çalışıp çalışamayacağımı sorduğumu sandı. İşini bitirdikten sonra bilgisayarı bana bıraktı. Çok iyi oldu. Çünkü benim bilgisayarımda feys kaplumbağa gibi. Sanırım wirelesstan kaynaklanıyor. Feyse girdim. Oturum izniyle ilgili ne yapmam gerektiğine baktım. Bana gelen mesajlara cevap verdim. Elifimin mesajı mutlu etti beni. Madrid’deki olaylardan sonra merak etmiş beni. J İyi olduğumu söyledim. Sevgili arkadaşlarıma blogumun linkini gönderdim. J
  • ·         15indeki toplantı için kaydımı yaptım. J
  • ·         Çocukların çıkma saati geldi. (16:30) Onları kapıya götürdük. Dışarıdayken Feli bana yemekhaneye gidip Dario’yu (emin değilim şuan) sormamı söyledi. İsmi hatırlamam için tekrar etti gülümseyerek. J Gittim, çocuğu sordum. O sırada işler karıştı. Beni tanımadıklarını unutmuşum. Çocuğun benimle gelmesine izin vermediler doğal olarak. J Sonra birisi birilerine sordu filan anlaşıldı durum. Zaten çocuğun annesi de eğer yemeğe başladıysa kalsın deyip gitmiş. J
  • ·         Feli’nin sınıfına döndüğümüzde bir de baktım ki Maribel gelmiş. J Hola dedim ona. Beni tanıdı mı bilmiyorum. J
  • ·         Sonra sınıfıma gidip montumu aldım. Nieves’in sınıfı da hemen karşıda. Ona uğradım. O sırada bana Madrid’e ucuza gitmek için alabileceğim kartın başvuru formunu verdi. Formu nereye vermem gerektiğini çizdi tahtaya. Seninle geleyim mi dedi. Önce gerek yok dedim. Sonra oradakilerin İngilizce bilmediğini öğrenince gelsen iyi olur dedim. Hemen çıktık. J Arabasıyla gittik. Formu verdim. 15 gün içinde gidip alacakmışım. Nieves beni eve bıraktı arabasıyla. J
  • ·         Yolda Fuenlabrada’da sinema olduğunu ama tabi ki İspanyolca olduğunu öğrendim. Kızına sorup hangi otobüsün gittiğini öğrenecek benim için. J
  • ·         Ve cadılar bayramında kostüm giyecekmişiz. J Bir Çin mağazasına gidip istediğimiz şey olabiliriz dedi. J
  • ·         Geldim, çok açtım. Mantarlı pilav yaptım ama olmadı. Anlamıyorum ki neden olmuyor. Bu sefer de çok pişti. Pirinçtendir umarım. J
  • ·         Annemi aradım. 20 dk konuştuk. J
  • ·         Sevimnuruma mesaj attım. Feyse ve mailine baksın diye. Gönderdiğim videoyu izleyince çok güldüğüne eminim.
  • ·         Cemal’i aradım. İtalyanca konuştuk sanki burada hiç yabancı dil duymuyormuşum gibi. J
  • ·         Odaya geldim. Açtım bilgisayarı. Feli kitabı taratıp bana göndermişti. Taktım maskemi. 2 kere anlattım sınıfa anlatıyormuşum gibi. Bence sorun çıkmayacak. J
  • ·         PPTmi de hazırladım. Yarın için hazırım. J


İşte böyleeee! Akşam yemeğimi de yedim. Tüm bunları yazarken kekik çayımı da içtim. Son ilacımı da alıp yatacağım. Artık yeter. 5 gündür ilaç alıyorum. Hiç bu kadar uzun sürmemişti. Zaten iyiyim. Sadece burnum birazcık yara oldu. J Burun akıntım geçti ama.

Hasta Mañana Baby! ;)

Ve son sözlerim: Seni seviyorsam, bundan sana ne! :p

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder